Uzmanlık Alanları
Şema Terapi
Şema terapi kişilik bozukluklarında, psikolojik kökenli bedensel hastalıklarda ve depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, sosyal fobi, anksiyete gibi problemlerin uzun süre devam etmesi veya tekrarlaması gibi durumlarda tercih edilen bir terapi yöntemidir.
Şemalar, kişinin kendisine ve dünyaya ilişkin bakış açısını belirleyen temel inançlardır. Kökenleri çocukluk yaşantılarına dayanır, ilerleyen yılarda karmaşıklaşarak devam eder ve yetişkinlik döneminde hayatımızda birtakım zorluklar çıkarır.
Şema terapide temel amaç kişinin şu an yaşadığı sorunlarla çocukluk dönemi yaşantıları arasındaki bağlantıları keşfetmektir. Bu bağlantılar kurulduğunda kişi için her şey daha anlaşılır bir zemine oturacak ve değişim için en önemli adım atılmış olacaktır.
Şema terapiyle yapılan bilimsel araştırmalar incelendiğinde depresyon ve kaygıdan, kişilik bozukluklarına, kişilerarası ve eşler arasındaki ilişki sorunlarına, fibromiyalji, sedef, egzama gibi fiziksel birtakım hastalıklara kadar geniş bir çalışma alanı bulunduğu görülmektedir.
Bilişel Davranışçı Terapi
Bu psikoterapi şekli dünyada en yaygın olarak kullanılan psikoterapi yöntemlerinin başında gelmektedir. Kişinin yaşadığı sorunlara kısa sürede, etkin çözümler bulmak için tercih edilir.
İnsanın duygu ve davranışlarının düşüncelerden kaynaklandığını öne süren bir yaklaşımdır. Terapi sürecindeki amaç kişide yaşadığı sorunlara yol açan temel düşünce hatalarını tespit etmek ve bunları sorgulayıp düşünce sistemini yeniden yapılandırmaktır. Aynı zamanda işlevsel olmayan birtakım davranışlar da hedef alınır ve bunların yerine işlevsel davranışlar geliştirmek hedeflenir.
Bilişsel Davranışçı Terapinin obsesif kompulsif bozukluk, depresyon, kaygı, travmalar, sosyal fobi ve daha bir çok alanda etkili olduğu yapılan bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuştur.
Çift Terapisi
Prof. Dr. Hürol Fışıloğlu' nun İlişki Pusulası Modeline göre ilişki sorunları, çiftlerle, yapılandırılmış şekilde çalışılmaktadır.
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Halk arasında takıntı hastalığı olarak bilinen obsesif kompulsif bozukluk en genel tanımıyla istenmeyen, mantık dışı, rahatsızlık verici düşüncelerin kişinin zihnine gelmesi ve bu düşünceler sonrasında ortaya çıkan tekrarlayan anlamsız davranışlardır.
Obsesif kompulsif bozukluk her 100 kişiden 2 – 3 kişide görülen oldukça yaygın bir sorundur. Tedavi için ilaç ve psikoterapi gibi farklı yaklaşımlar benimsenmektedir. Bazı durumlarda tek başına ilaç tedavisi, bazı durumlarda tek başına psikoterapi yeterli olmaktadır. Bazı durumlarda ise her ikisini aynı anda yürütmek gerekmektedir.
Bilişsel davranışçı terapinin OKB’ de son derece etkili bir yöntem olduğu, ayrıca tekrarlama olasılığını düşürdüğü bilinmektedir.

