Bütünü tamamlamak
- Gamze Dönmez
- 3 Şub
- 2 dakikada okunur
‘Bütün parçaların toplamından daha fazlasıdır’ ilkesini benimser Geştalt yaklaşımı. Yani parçalar bir araya geldiğinde aralarındaki ilişkiler ve bütünlük hissiyle yeni bir yapı veya anlam oluştururlar. Bu ilke, her birimizin farklı yönlerinden oluşan kişiliğimizi anlamaya çalışırken, aslında sadece tek bir parçayı değil, tüm parçaları görüp kabul etmemiz gerektiğini hatırlatır.
Ama bazen eksik gördüğümüz parçalara fazla odaklanıyoruz.
Kaygımızla baş etmek için ne yapmamız gerektiğine, performansımızı artırmak için hangi stratejileri uygulayacağımıza, birine "hayır" diyebilmenin yollarına, yavaşlamak ya da kendimizi baskılamamak için nasıl bir yol izleyeceğimize çok fazla kafa yoruyoruz.
Yeterince iyi olmadığımız pek çok parça var bütünümüzde. Ama bütünün diğer kısmında da iyi olduğumuz parçalar var.
Mesela kimimiz için yabancı bir ortamda sohbet başlatmak, dünyanın en sıradan şeyiymişçesine basit olabilir. Kimimiz yön bulma konusunda ustadır, bir kez gittiği yolu bir daha asla unutmaz. Kimimiz kriz anlarında bile soğukkanlı kalmayı başarır, kimimiz detaylarda ustalaşmıştır. Kimimiz ise her şeye rağmen kendisiyle dalga geçebilecek kadar olgundur.
Geçenlerde Ezgi Mola’nın Melikşah Altuntaş’la yaptığı tatlı bir program izledim. Ezgi Mola, programa bozulmuş kırmızı ojeleriyle katılmıştı. Melikşah, mizahi bir üslupla konuyu oraya getirdiğinde Ezgi, yalnızca “Rahat bir insanım” dedi. Bu kadar basit!
Aslında Ezgi Mola, anlatmaya çalıştığım şeyi çok net bir şekilde özetlemiş oldu:
“Bozuk ojeyle de rahatlıkla var olabilirim."
Bence bu ufak örnek, bir bütün olarak kendini kabul etmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Çünkü bozuk bir oje sadece bir detaydır, ama oje, parmak, eller, beden ve ruh bir araya gelince tam bir bütün ortaya çıkar. Kendimizle barışmak tüm yönlerimize, güçlü ve zayıf yanlarımıza sahip çıkmayı gerektiriyor. Evet, gerekirse o bozuk ojeye de!
Belki o zaman kaygılı yanımız bile gözümüzde “ben de böyle biri olayım” diyeceğimiz kadar küçülebilir.
Ya da başka bir deyişle meseleleri mesele etmezsek, ortada mesele kalmaz.
Bazı durumlarda gerçekten de tek ihtiyacımız budur.


Yorumlar