Deprem Psikolojimizi Nasıl Etkiliyor?
- Gamze Dönmez
- 23 Nis 2024
- 2 dakikada okunur
Ruhsal travmalar, kişiyi dehşete düşürecek şekilde korkutan, çaresiz hissettiren, beden bütünlüğünü tehdit eden, dünyaya ilişkin inançlarını sarsan, güvensizlik yaratan yaşantılardır.
Deprem sonrası insanların yaşadığı tam olarak budur. Depremle birlikte ‘Dünya güvenli bir yerdir’ varsayımı yerle bir olur. İnsanlar kendi hayatlarından ve sevdiklerinin hayatlarından büyük endişe duyar.
Yeni durumu anlamlandırma, uyum sağlama döneminde birtakım psikolojik tepkiler ortaya çıkar. Uykusuzluk, dikkat sorunları, çabuk irkilme, kabus görme, olay anına ilişkin görüntülerin sık sık akla gelmesi, deprem oluyormuş gibi hissetme, aşırı tedirginlik hali depremden sonra ortaya çıkan belirtilerdir. Bu belirtiler ilk iki hafta kadar normal ve beklendiktir. Yani anormal duruma verilen normal tepkilerdir. Bir süre sonra bu belirtiler ortadan kalkmazsa bir uzman desteğine ihtiyaç duyulur.
Depremin hemen ardından çıkan bu tepkiler mümkün olduğunca normalleştirilmelidir. Bu süreçte temel ihtiyaçlar karşılandıktan, ilk yaralar sarıldıktan sonra yapılacak psikolojik müdahale;
Kişilerin,
- Yaşadıklarını, duygularını ifade etmelerine fırsat tanınması ama asla zorlanmaması,
- Yakınlarından destek almalarının sağlanması,
- İhtiyaçları belirlenip doğru kaynaklara yönlendirilmesi
- Deprem sonrası ortaya çıkabilecek psikolojik belirtiler hakkında mutlaka bilgilendirilmesidir.
İlk dönemde yaşanan bu tepkileri psikolojik sorun gibi tanımlamak ve terapi sürecine başlamak kesinlikle uygun değildir. Kaygıyı azaltmak için nefes egzersizlerinin yapılması, çay kahve tüketiminin azaltılması ve tam olarak rutine dönüş henüz mümkün olmasa bile günlük yaşamda yapılabilecek küçük aktiviteler planlanarak yavaş yavaş rutine dönüşün başlanması önerilebilir.
Deprem, sadece depremi doğrudan yaşayanları etkilemez. Yardım çalışanları ve televizyon kanallarından, sosyal medyadan depremle ilgili haberlere, görüntülere maruz kalan herkesi travmatize edebilir. Yukarıda sayılan belirtiler bu kişilerde de ortaya çıkabilir. Elbette ki büyük çoğunlukta bu belirtiler yine geçici olacaktır. Ancak kaygıyı azaltmak için yukarıdaki önerilerin dikkate alınması ve özellikle günlük rutinin sürdürülmesi oldukça önemlidir.
Kaygının belirsizlikten beslendiği artık çok iyi bildiğimiz bir gerçek. Belki depremin ne zaman olacağıyla ilgili kesin bir bilgiye sahip olamayız ama deprem konusunda bilgilenmek, öncesinde alınacak tedbirler, deprem sırasında yapılacaklar hakkında bilgi sahibi olmak ve mutlaka bir deprem çantası bulundurmak belirsizliği önemli ölçüde azaltacak ve kaygıyla baş etmeyi kolaylaştıracaktır.


Yorumlar