Hastalığı tetiklemek
- Gamze Dönmez
- 3 Şub
- 1 dakikada okunur
Hem modern tıpta hem de geleneksel tıpta, hastalıkları tetikleyerek tedavi etmeyi ya da vücudu güçlendirmeyi amaçlayan bazı yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemler, bağışıklık sistemini harekete geçirerek vücudu hastalığa karşı dayanıklı hale getirmek için tasarlanmıştır. Bunun en bilinen örneği aşılardır.
Psikoterapi her ne kadar tıbbi bir müdahale olmasa da ve sosyal bilimlere ait olduğu kabul edilse de (hatta bazılarına göre bir bilimden çok sanattır) aynı prensip burada da geçerlidir: Zorluklarla yüzleşerek güçlenmek.
Farklı terapi ekollerinin bu prensibi farklı şekillerde uyguladığını görürüz. Yöntem kişiye, duruma ve terapistin yaklaşımına göre değişebilir. Kimisi daha yavaş ve ılımlı ilerlerken, kimisi daha cesur ve agresif bir yaklaşım benimseyebilir.
Örneğin sosyal fobik birinin kaçındığı davranışlardan en zorlayıcı olanına maruz kalması sağlanabilir. Sınıfta bilinçli olarak yanlış cevap verme görevi verilmesi gibi. Taşırma dediğimiz bu yöntem, maruz bırakmanın kademelendirilmeden, en sert haliyle uygulanmasıdır.
Bazı yöntemler ise yavaş yavaş, anlayarak, bekleyerek ilerler. Davranışın değişmesi için hiç acele edilmez.
Aslında psikoterapiye gelene kadar hastalığı ‘hastalıkla tedavi etmek’ halk arasında da psikolojik sorunlarla baş etmek için sıklıkla işaret edilen bir yöntemdir: Korkularınla yüzleş!
Tüm bunlar, psikolojik bağışıklık kazanmak için biraz hastalanmayı göze almamız gerektiğini söyler.
Bu fikri en yalın haliyle, Gabor Mate, sosyal medyada yayılan ünlü konuşmalarından birinde şu şekilde açıklar:
“Bir şeyi reddetmek sizde suçluluk yaratırken rıza göstermek ardında bir kırgınlık bırakacaksa, suçluluğu tercih edin.”


Yorumlar