top of page

Kendimize İlişkin Temel İnançlarımız -Şemalar

Şemalar, insanların bebeklik döneminden itibaren dünyayı anlamlandırmak için geçmiş deneyimleriyle oluşturdukları ve şimdiki deneyimleri yorumlarken kullandıkları zihinsel yapılardır (Yavuzer, 2006). Dolayısıyla bebeğin dünyayı anlamlandırmak için şemalarına başvurması oldukça işlevseldir. Ancak çocukluk dönemimdeki olumsuz bir takım yaşantılar bizde uyum bozucu şemaların ortaya çıkmasına sebep olur. Örneğin, çocuğun ders başarısının her şeyden önemli olduğu, hatta 70 veya 80 almanın başarısızlık sayıldığı, bir aile ortamında büyüyen çocuk, ebeveynlerinin yüksek başarı ihtiyacını içselleştirecek ve yetişkinliğinde yapması gereken bir işte, aslında yapması gerekeni yapmış olmasına rağmen sonucu etkilemeyecek düzeyde küçük kusurlar söz konusu olduğunda bu durum kendisine ‘başarısız’ , ‘yetersiz’, ‘beceriksiz’ hissettirecektir. Başka bir örnek ise, çocuğun aşırı koruyup kollandığı bir aile ortamında yetişen bir çocuk, ebeveyninin ‘dünya tehlikelerle doludur’ inancını içselleştirecek ve yetişkinliğinde sürekli sağlığının bozulacağına, başına büyük bir felaket geleceğine ilişkin yoğun endişe yaşayacaktır.

İnsanlar şimdiki durumlara geçmiş deneyimlerinden yola çıkarak değerlendirmeler yaparlar. Geçmiş dönemde yaşanan olumsuz deneyimler ise bizim işlevsel olmayan değerlendirmeler yapmamıza, davranışlar sergilememize yol açar. Peki, nedir bu geçmiş dönemde yaşanan olumsuz deneyimler:

- Çocuğun çok az olumlu deneyime sahip olması, ihtiyaçlarının karşılanmasındaki eksiklikler

- Çocuğun travmatik bir yaşantıya / yaşantılara maruz kalması

- Çocuğun çok fazla olumlu yaşantı deneyimlemesi (Gereğinden fazla müdahale etme, korumak, çocuğun yanlışlarını görmezden gelip sürekli ödüllendirmek)

- Çocuğun ailesinin düşüncelerini, duygularını, davranışlarını ve deneyimlerini içselleştirip özdeşim kurması (çocuk, zarar veren yetişkinin duygu, düşünce ve davranışlarını öğrenebilir) (Young ve ark., 2003).

Bazı şemalar çocukluk çağı travmalarına dayansa da şemaların oluşumuna her zaman travmalar neden olmamaktadır.


YETİŞKİNLİK DÖNEMİNDE YAŞADIĞIMIZ HANGİ DURUMLAR ŞEMALARIMIZLA BAĞLANTILI OLABİLİR?


Aslında kronik olarak yaşadığınız birçok durum şema bağlantılı olabilir. Aşağıdaki sorularla şema bağlantılı durumları örneklendirmek mümkündür:

· Sizi terk etmesi muhtemel partnerler mi seçiyorsunuz?

· İlişkinizde karşı tarafın hatalarını hep alttan alan taraf mısınız?

· İlişkiniz sırasında yaşadığınız en ufak bir tartışmada kolaylıkla terk edileceğiniz duygusuna mı kapılıyorsunuz?

· Her zaman kendinizden önce başkalarının ihtiyaçlarını mı düşünüyorsunuz?

· İnsanlara hayır demek sizin için çok mu zor?

· Çevrenizdeki insanlara karşı fazla alıngan mı davranıyorsunuz, çabuk mu kırılıyorsunuz?

· Küçük hatalara karşı tahammülünüz çok mu az?

· Yalnızlık sizin için katlanılmaz bir durum mu?

· Sık sık değersiz, sevilmeye layık olmayan bir insan olduğunuz hissine mi kapılıyorsunuz?

· Başka insanların fikrini almadan karar vermekte zorlanıyor musunuz?

· Ne yaparsanız yapın yeterince başarılı hissedemiyor musunuz?

· İşkolik misiniz?

· Tartışmalar sırasında her zaman haklı olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?

· Karşı tarafı incitmekten çekindiğiniz için duygularınızı ifade etmekten kaçınır mısınız?

· Sağlığınızın bozulacağına, başınıza bir felaket geleceğine ilişkin sürekli endişe mi yaşıyorsunuz?

· Başkalarının sizi sürekli takdir etmesine, onaylamasına, ilgi odağı olmaya ihtiyacınız çok mu fazla?


Elbette bu listeyi daha da uzatmak mümkündür. Tüm bu duygu ve davranışların erken dönemde edinilen olumsuz şemalarla ilgili olduğunu söylemek mümkündür. Peki nasıl?

Eğer çok katı, eleştiren, cezalandıran bir ebeveyni var ise çocuk utanç ve kusurluluk duygusunu sıklıkla deneyimleyecek ve yetişkinliğinde de sık sık sevilmeye layık olmayan, değersiz bir insan olduğu hissine kapılacaktır.

Eğer çocuğa oyun oynaması gereken yaşlarda yaşının gerektirdiğinden daha fazla sorumluluk yüklendiyse yetişkinliğinde çevresindeki insanların ihtiyaçlarını adeta bir ‘anne’ gibi gidermeye çalışacak, kendisine vakit ayırmayacaktır.

Eğer çocuk babası tarafından gerekli ilgiyi ve sevgiyi deneyimlemezse yetişkinliğinde, yine onu duygusal açıdan yoksun bırakacak bir eş seçecektir.

Peki, bazen kişi bu davranışların sorun olduğunu bildiği halde neden durumu değiştiremez? Çünkü şemalar sürekli hayatta kalmak için savaşırlar. Her ne kadar sorunlara yol açsa da kişi için tanıdık ve bildiktir. Hatta tek bildikleri şeydir. Gerçek bir sevgi deneyimleyemediği için bunun nasıl bir duygu olduğunuz bilmez, hayatı kendini feda etmekle geçtiği için kendisi için bir şeyler yapmayı bilmez, yapmaya kalsa müthiş bir suçluluk duygusuyla baş başa kalır. İnsan psikolojisi sistemi öyle bir oluşturmuştur ki şemaları sürdüren deneyimler yaşamaya devam ederiz, bu deneyimleri yaşadıkça da şemalarımız daha da pekişir. Dolayısıyla özel bir müdahalede bulunulmazsa şemalar güçlenerek varlığını sürdürmeye devam eder.


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
His Three Daughters filmi üzerine

His Three Daughters, babalarının ölümünü beklemek üzere bir araya gelen üç kız kardeşin ilişkilerine odaklanıyor. Yıllardır mesafeli olan...

 
 
 
Terapi gibi gelen şeyler

İnsanlar bazen kendilerine terapi gibi gelen şeylerden bahsederler. İyi bir tatil mesela, bazılarına terapi gibi gelir, tüm stresleri...

 
 
 
The Substance film analizi

2024 yılının en çok konuşulan filmlerinden biri oldu The Substance. Filmi izlememiş olanlar için yazının sürprizbozan içerdiğini...

 
 
 

Yorumlar


Copyright © 2018 Gamze Dönmez. Bu sitedeki yazılar yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Hiçbir şekilde tanı ve tedavi amaçlı kullanılamaz.

bottom of page